Türkiye’nin makine ihracatı yılın 11 ayında 2021’in tıpkı devrine nazaran yüzde 9,1 artarak 22,9 milyar dolara ulaştı.

Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) bilgilerine nazaran, Türkiye’nin makine ihracatındaki rekor kasımda da devam etti. Makine imalat endüstrisinin ocak-kasım ihracatı geçen yılın tıpkı periyoduna nazaran yüzde 9,1 artarak 22,9 milyar dolara ulaştı.

Sektörün ihracatı kasımda 2,4 milyar dolara ulaşırken, geçen ay artış oranı ABD’de yüzde 57,9’a, Rusya’da yüzde 135,7’e ulaştı. Dal, kasımda, en büyük ihracat pazarları olan Almanya, ABD ve Rusya’ya toplam 600 milyon dolarlık makine ihraç ederek bir rekora daha imza attı. Bu üç ülkenin yanı sıra İtalya ve Birleşik Krallık’ta da aylık 100 milyon dolar eşiği geçildi.

“2023’te rekabet kızışacak”

Makine İhracatçıları Birliği Lideri Kutlu Karavelioğlu, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, Rusya-Ukrayna savaşı ile dünyadaki yüksek enflasyonun gölgesinde geçen bir yılın sonunda elde ettikleri bilgileri olumlu bulduklarını belirtti.

Gelişmiş ülkelerin para siyasetlerinde sıkılaşma eğilimlerinin tesiriyle yeni yılı global iktisatta bir yavaşlama beklentisiyle karşıladıklarını lisana getiren Karavelioğlu, en büyük ihracat pazarlarını oluşturan ülkelerin merkez bankalarının faiz artırımlarını sürdürdüğünü, bu ülkeler küçülme mi yoksa büyüme mi yavaşlayacağını anlamaya çalıştıklarını bildirdi.

Karavelioğlu, bu siyasetlerin 2023 sonuna kadar gevşetilmeyeceğinin kesin olduğunu ve bunun da sabit sermaye yatırımlarını olumsuz etkileyeceğini kaydederek, “Resesyon beklentilerinin güçlenmesi global enflasyondaki yüksekliğe karşın emtia ve mal fiyatlarını sınırlıyor. 2023 için optimist senaryomuz son 2 yılda bedel olarak yüzde 30’dan fazla artan global ihracatın yüzde 5 kadar azalacağı, birebir periyotta yüzde 14 kadar artan mal ölçüsünün ise düzeyini koruyacağı istikametinde. Bu durumun global makine fiyatlarına da yansıyacağı ve rekabetin kızışacağı aşikar” diye konuştu.

“Rusya’da her geçen gün daha fazla müşteriye ulaşıyoruz”

Kutlu Karavelioğlu, son iki yılda artan makine ve teçhizat yatırımlarının sağladığı üretim gücünün semeresini çokça görebileceklerini bir devirde olduklarını belirterek, son yıllardaki ihracat bazlı büyüme siyasetlerinde ısrarlı olunması gerektiğini vurguladı.

Yeni yıl beklentilerini, “karamsarlık oluşturmak değil, hareket edecekleri tabanı tanımak ve tanımlamak” üzere paylaştıklarını belirten Karavelioğlu, kesimin ihracattaki yol haritasını şu halde tanım etti:

“AB’nin enflasyonla uğraşında, güç ve gaz fiyatları belirleyici olacaktır fakat Almanya’da uygulanan güç maliyetlerini baskılama ve finans dayanak siyaseti, muhtemelen başkalarına de örnek olacaktır. AB’nin Çin ile ticari meselelerinin devam ettiği bu türlü bir periyotta, birlik üyesi ülkelerin alacağı tedbirler bölgedeki talebin korunmasını sağlarsa siparişlerimizde eksilme olmayacaktır. Bunun yanında, savaş şartlarında dahi çabucak her ay 100 milyon dolar meblağında makine satmayı başardığımız ve ihracatımızı bu yıl 1,5 bir buçuk katına çıkardığımız Rusya’da da giderek daha fazla müşteriye ulaşıyoruz.”

“Her cins olumsuzluğu bilakis çevirerek 2023’ü olumlu sonuçlarla kapatacağız”

MAİB Lideri Karavelioğlu, uzmanların makine ve teçhizat yatırımlarının yılın birinci yarısında durağan olacağının altını çizseler de dalın rekabetçi yapısıyla tahliller üreteceğini kaydederek, “Pandemi devrinde sergilediğimiz yüksek performans sayesinde pekiştirdiğimiz sınai alakaların karşılığını 2023’ün tamamında göreceğimize inanıyoruz.” diye konuştu.

Bu yılın sonunda ihracatı paritenin negatif tesiri yüzünden yüzde 10 civarında bir artışla kapatacaklarını lisana getiren Karavelioğlu, “Böyle olsa da rakiplerimizin ihracatının eksiye döndüğü yılın son çeyreğinde aylık artışlarımız yüzde 15’in altına hiç düşmedi. Bizim en büyük avantajımız, rakiplerimizin kriz yönetmedeki deneyimsizliğiyle bu türlü periyotlarda edindiğimiz çeviklik ve dayanıklılık olacaktır. Rekabet gücümüz sayesinde her çeşit olumsuzluğu aksine çevirerek, 2023’ü de olumlu sonuçlarla kapatacağız.” sözlerini kullandı.

Karavelioğlu, Türk makine bölümünün farklı alt kesimlerde uzmanlaşarak sağladığı eser çeşitliliğinin kendilerine sağladığı özgüvene işaret ederek, “Tedarik zincirlerinde artan hissemiz ve eser kümelerindeki çeşitliliğimiz, talepteki mümkün iniş çıkışlara karşı genel performansımızı kesinlikle bir istikrara oturtacaktır. Öte yandan, bu periyotta makine imalatçılarının AB’deki mevzuatlara ahenk konusunda çevik davranabilmeleri de çok değerli.” değerlendirmelerinde bulundu.