Perşembe günü Avrupa’daki merkez bankaları, faiz artış suratını yavaşlatmada ABD Merkez Bankası Fed’i izledi. Lakin tıpkı vakitte ekonomik performans berbatlaşsa bile finansal şartların sıkılaşmaya devam edeceğine dair benzeri bir ileti verdi.

Son aylarda koronavirüs salgını ve Ukrayna’daki savaş üzere şokların yol açtığı gelişmiş dünyanın ortak enflasyon salgınının doruğa ulaştığına ve hafiflemeye başladığına dair bir itimat oluştu.

Ancak hayat pahalılığı riski ortadan kalkmış değil. Dünya iktisadının büyük bir kısmını denetlemekten sorumlu Frankfurt, Londra ve Washington’daki siyaset yapıcılar, Birleşik Krallık ve Euro bölgesinde sakinlik baş gösterirken para siyasetini daha ne kadar sıkılaştıracaklarını belirlemek üzere sıkıntı bir misyonla karşı karşıya.

Bu şiddetli mesai 2023 yılında global ekonomiyi şekillendirecek. Birtakım stratejistlerin uyardığı üzere, yanlış bir atılım yapmaları halinde gerekenden daha derin bir düzeltme riski bulunuyor.

Avrupa’da daralma kaçınılmaz

Avrupa Merkez Bankası perşembe günü yaptığı bir açıklamasında “Euro bölgesi iktisadı, güç krizi, yüksek belirsizlik, zayıflayan global ekonomik faaliyet ve sıkılaşan finansman şartları nedeniyle mevcut çeyrekte ve önümüzdeki çeyrekte daralabilir” dedi. Ve gösterge faiz oranlarında yarım puanlık bir artışla ilerledi. Faizlerin ekonomik yavaşlamanın ortasında bile istikrarlı bir süratte değerli ölçüde artması gerektiğini savundu.

Rotadan sapma yok

Her üç büyük merkez bankası da faiz artırımlarının suratını yavaşlattı. Borçlanma maliyetlerinde bu hafta yapılan yarım puanlık artışlar, enflasyon yıl içinde yükselirken siyaset yapıcıların onayladığı 75 baz puanlık artışlardan bir adım geri giderek kesin bir durma noktasına yaklaşmak için daha dikkatli bir yol sunuyor.

Ancak Fed, ECB ve BoE tıpkı vakitte kamuoyuna ve finansal piyasalara bu durma noktasının neresi olabileceği konusunda hiçbir vaatte bulunmadıklarını söylemekten de çekinmediler.

Merkez bankaları yetkilileri ağız birliği etmişçesine, enflasyonun ABD’de % 6lar, Birleşik Krallık ve Euro bölgesinde ise %10’un üzerinde seyreden mevcut düzeyinden daima bir düşüşe geçtiği netleşene kadar faiz artışında frene basılmayacağını söyledi.